Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
KIZIL ELMA
#1
Thumbs Up 
Türkler özellikle Oğuz Türkleri arasında cihan hâkimiyetinin sembolü olarak
ifadesini bulmuş bir mefhum veya mefküredir. Kızılelma Türklerin yaşadıkları
bölgeye göre batı yönünde ulaşılması gereken bazen bir belde bazen de bir
ülkedeki taht veya mabet üzerinde parıldayan veya cihan hâkimiyetini temsil eden
som altından yapılmış kızıl renkli altın bir yuvarlak yahut top olarak tahayyül
edilmektedir.
Bu altın top bazen zaferin işareti bazen hâkimiyetin sembolü bazen de
fethedilmek üzere hedef seçilen yerin sembolü olarak ifade olunmuştur. Türklerde
çok eski inanç ve töreye dayanan Kızılelma Türkistan sahasından Hazar denizinin
doğusundan gelen Oğuzların Hazar kağanının ipek çadırının üzerinde hâkimiyetin
ifadesi olarak bulunan altın top (Kızılelma'yı) ele geçirmeyi ülkü edinmişler.
Buradan iran'da hüküm süren Türk boylarına oradan da Osmanlılara geçmiştir.
Osmanlı Türk devletinin Macaristan'da bulunan Kızılelma'yı bulup ele
geçirmelerinden sonra fethetmek istedikleri yerlerde bir Kızılelma'nın varlığına
inandığı ve bu uğurda mücadele ettiği görülmektedir. Türkler inandıkları Tek
Tanrı'nın dünya hâkimiyetini kendilerine ihsan ettiğine iman etmişlerdi. Bunu
Bilge Kagan'ın ; "Tanrı irade ettiği için tahta oturdum; dört yandaki milletleri
nizama soktum" sözlerinden de anlamaktayız. Yine Bilge Kağan'ın ağzından Türk
imanı şöyle ifade edilmekteydi; Türk Tanrısı milleti yok olmasın diye babam
İlteriş Kağan'ı ve anam İl Bilge Hatun'u gökten tutup yükseltmiştir. Oğuz
Kağan'ın doğumundan itibaren ilâhî bir nurla beslendiği tarihî ve efsanevî
kaynaklarda yer almaktadır. Oğuz Kağan'ın Tanrı tarafından ilâhî kudretle techiz
edilmesinin yanında yardımcısı ve rehberi de aynı kaynaktan beslenmiştir. Gökten
indirilmis Gök-Börü (Bozkurt) Oğuz'un seferleri sırasında ona kılavuzluk yapar.
Oğuz Destanı'nda geçen şu mısralar bunu en güzel şekilde izah etmektedir:
Ben sizlere oldum kağan
Alalım yay ile kalkan
Nişan olsun bize buyan
Bozkurt olsun bize uran.
Turdı Han'ın 598 yılında Bizans imparatoru Maurikianur'a gönderdiği mektupta
geçen ; "Dünyada yedi iklimin efendisi ve yedi ırkın kağanı..." ibaresi ile Tuna
Bulgarlarının hanı Melemir Han'ın kendisi ve şahsında ifadesini bulan Türkler
için kullandığı; "Tanrı tarafından gönderilmiş Tanrı'ya benzer Melemir Han..."
ifadesi Türk milletinin İslâmiyet'ten önceki dönemde Tanrı tarafindan kutlu
kılınmış olduğu inancını göstermektedir. Bu ve buna benzer çeşitli inançlar
Türklerin İslâmiyet'i kabul etmelerinden sonra da devam etmiştir. Kendilerini
Tanrı tarafından dünya nizamını sağlamak için gönderildiklerine inanmışlardır.
Zira Türk insanının mücadeleci ruhu ve cihan hâkimiyeti ülküsü islâmî inanışa da
uygundu. İslamiyet'ten önce kahramanlara verilen alp'lik unvanı İslâmiyet'ten
sonraki dönemlerde alp-eren şeklini alıyor böyle hayat buluyordu. "Benim Türk
adını verdiğim ve şarkta yerleştirdiğim bir ordum vardır. Bir kavme
gazaplandığım zaman onları o kavmin üzerine saldırtırım" mealindeki Hadis-i
Kutsi İslâm dünyasında Türkler hakkında söylenen rivayet ve kehanetlere
örnektir. Hz.Muhammed'in ; "Horasan'da Arap olmayan güzel yüzlü hâkim bir insan
zuhur edecek; onun adı da benimki gibi Muhammed olacak ve Büveyhilerin baskısına
son verecektir. Horasan'dan Büyük Dervazat'a kadar fetihler yapacak. Irak iran
ve Mekke hutbelerinde adı okunacaktır " mealindeki hadis ile "Türkler size
dokunmadıkça siz de onlara dokunmayınız" mealindeki hadisler bütün islâm
dünyasında dilden dile yayılmaktadır bilinmektedir.
[Image: bayrak7edenh9.gif]
BİR GÜN TÜRK MİLLETİ BAŞINIZA BİR KURT GİBİ ÇÖKECEK...
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping